1926’DAN 2026’YA TÜRKOLOJİ’NİN ASIRLIK İRADESİ



Mualliflar:

Emrah YILMAZ

Annotatsiya:

Bugüne kadar dil, tarih ve kültür temelinde Türkoloji’yi araştırma nesnesi olarak ele alan pek çok bilimsel toplantı (kurultay, kongre, konferans, vb.) düzenlenmiştir. Ancak tarihsel, dilbilimsel, sosyopolitik açıdan sonuçları ve etki alanı itibarıyla Türklük bilimi için hiçbir bilimsel etkinlik, asırlık gölgesi üzerimize düşen Bakü Türkoloji Kurultayı kadar dikkat merkezinde olmamıştır. Çünkü bu kurultayda millî ve manevi uyanış fikri çerçevesinde İsmail Gaspıralı’nın işaret ettiği “dilde, fikirde, işte birlik” anlayışıyla farklı coğrafyalardan gelen Türkologlar; alfabe reformu, dil birliği, ortak terminoloji, eğitim politikaları ve kültürel entegrasyon gibi konuları 9 günlük (26 Şubat - 6 Mart 1926) ilim meclisinde etraflı bir şekilde tartışmışlardır. Dolayısıyla 1. Bakü Türkoloji Kurultayı, dönemin şartları düşünüldüğünde Sovyetler Birliği sınırları içinde yaşayan Türk soylu halkların bilimsel mirasının günümüze aktarılmasında ve ortak dil, tarih, kültür temelleri üzerine inşa edilecek eğitim politikalarının belirlenmesinde dönüm noktası olmuştur. Türkoloji’nin 21. yüzyıldaki rolü, konsept metni ve gelecek vizyonu; çağımızın paradigmasına uygun bir şekilde 100 yıl önce ifade edilen fikirler ve bilimsel miras üzerine yeniden inşa edileceği açıktır. Bu çalışmada asırlık tecrübenin kurumsallaşma sürecine değinilmiş ve iradi aklın dijital kültürle buluşturulmasına, Türklük biliminin ana sorunları (ortak alfabe, ortak terim, dil birliği, yayın birliği, fikir birliği, eğitim müfredatı, vb.) hâlâ çözüm beklediğinden Türkiyat/Türkoloji Araştırma Merkezleri’nin bilimsel öncülüğünde siyasi erkin, yönetim mekanizmalarının harekete geçirilmesine ve nüfusu 300 milyonu bulan Türk topluluklarının kaderini şekillendirecek yeni stratejik vizyonun belirlenmesine ihtiyaç olduğu vurgulanmıştır. O bakımdan makalede, arka planıyla 1926’dan 2026’ya uzanan yüz yıllık süreçte Türkoloji alanında sergilenen “asırlık irade” ve bu iradenin Türkiye, Özbekistan, Türkmenistan, Azerbaycan ekseninde taşıyıcı unsurları, ileriye dönük bakış ve yaklaşımlar konu edinilmiştir.