Emrah YILMAZ
Dil, en geniş tanımıyla, insan iletişimini mümkün kılan çok katmanlı bir göstergeler sistemidir. Bu sistem, yalnızca fonetik ve sözcük dağarcığından ibaret olmayıp; jestler, mimikler, el, kol, yüz ve beden hareketleri gibi tüm sözsüz iletişim unsurlarını da kapsar. Bu bütünsel yapısı nedeniyle dil, toplumsal, kültürel ve bilişsel bir olgu olarak değerlendirilir. Her toplum, kendi kültürel yapısı, değer sistemi ve iletişim gelenekleri çerçevesinde bu göstergelere özgül anlamlar yükler. İşte bu noktada, dilin hem sözlü hem de sözsüz boyutunun derinlemesine incelenmesi ihtiyacı, göstergebilim (semiyotik) disiplinini doğurmuştur. Göstergebilim; dilin derin yapısını “gösteren, gösterilen ve gönderge” üçgeni ekseninde inceleyerek, dış dünya ile iç dünya arasında bağ kurar. Kavramların anlam sınırları etrafında yapılan bu çözümleme; sanattan siyasete kadar tüm anlam sistemlerini kapsar. Makalede, Türkçeyi yabancı dil olarak edinen öğrencilere yönelik, temel düzeydeki dil türlerinin sistematik bir tasnifinin sunulması hedeflenmiştir. Bu tasnif; dilbilimsel (ana dil, ana dili, ölü dil, ikiz dil, vb.), iletişimsel (işaret dili, ıslık dili, gizli dil, vb.), kuramsal (üst dil, alt dil, yapay dil, vb.) ve işlevsel (hukuk dili, tıp dili, yazılım dili, vb.) olmak üzere dört ana kategori altında toplanmıştır. Dolayısıyla dilin bir iletişim aracı olmasının ötesinde, kavram dünyamızı şekillendiren çok yönlü bir kodlama sistemi olduğu vurgulanmıştır.